FORGOT YOUR DETAILS?

NAZIM HİKMET | ŞİİR | 835 SATIR

Nazım Hikmet'in "835 Satır": Devrimci Şiirin Sürükleyici Bir Örneği

Türk edebiyatının ve dünya şiirinin önemli isimlerinden Nazım Hikmet Ran, sadece romantik aşk şiirleriyle değil, aynı zamanda toplumsal ve politik içerikli eserleriyle de tanınır. Bu eserler arasında özel bir yere sahip olan "835 Satır" şiiri, Nazım Hikmet'in devrimci ruhunu, keskin gözlem gücünü ve edebi dehasını bir araya getiren başyapıtlardan biridir. Bu uzun soluklu şiir, sadece bir edebi metin olmanın ötesinde, belirli bir dönemin Türkiye'sine ve dünya düzenine tutulmuş bir ayna görevi görür.

"835 Satır"ın Ortaya Çıkışı ve Temaları

Nazım Hikmet, "835 Satır" şiirini 1925 yılında, henüz gençlik yıllarında kaleme almıştır. Şiirin yazıldığı dönem, Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni kurulduğu, toplumsal ve siyasal çalkantıların yaşandığı bir zamana denk gelir. Bu çalkantılar, şiirin ana temasını oluşturan sosyal adaletsizlik, sınıf çatışması, işçi hakları ve kapitalizmin eleştirisi gibi konulara doğrudan yansır. Nazım Hikmet, dönemin ekonomik ve sosyal sorunlarını çarpıcı bir dille gözler önüne sererken, geleceğe dair umutlu bir bakış açısı sunmaktan da geri durmaz.

Şiir, adından da anlaşılacağı gibi 835 satırdan oluşur ve serbest nazım tarzında yazılmıştır. Nazım Hikmet'in bu şiirde kullandığı dil, oldukça doğrudan, sade ve etkileyicidir. Okuyucuyu sıkmadan, imgelerle dolu ancak anlaşılır bir anlatım benimser. Şiirde, dönemin İstanbul'undan izlenimler, sanayi bölgelerindeki işçilerin zorlu yaşam koşulları, yoksulluk ve haksızlıklar gibi pek çok detay ustaca işlenir. Bu detaylar, şiiri sadece estetik bir metin olmaktan çıkarıp, aynı zamanda bir sosyolojik belge niteliği de kazandırır.

Şiirin Biçimi ve Nazım Hikmet'in Etkisi

"835 Satır", serbest nazımın Türk şiirine yerleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. Geleneksel şiir kalıplarını yıkarak, modern şiirin kapılarını aralayan Nazım Hikmet, bu şiirle kendi özgün tarzını daha da pekiştirmiştir. Dizelerin uzunluğu, ritmi ve içerisindeki tekrarlar, şiire müzikal bir hava katarken, okuyucunun zihninde güçlü imgeler oluşturur. Nazım Hikmet'in kelimeleri ustaca kullanışı, adeta bir ressamın fırça darbeleri gibi, okuyucuyu şiirin içine çeker.

Şiirde kullanılan devrimci dil ve ideolojik göndermeler, Nazım Hikmet'in komünist dünya görüşünü açıkça ortaya koyar. Ancak bu ideolojik duruş, şiirin edebi değerini asla gölgelemez. Aksine, şiire derinlik ve anlam katar. "835 Satır", sadece Nazım Hikmet'in değil, genel olarak Türk şiirinin de mihenk taşlarından biri olarak kabul edilir. Eser, kendisinden sonra gelen pek çok şairi ve yazarı etkilemiş, toplumsal içerikli şiirin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.

"835 Satır"ın Mirası

Bugün "835 Satır", Nazım Hikmet'in en çok okunan ve üzerinde en çok tartışılan şiirlerinden biridir. Şiirin güncelliğini koruyan temaları, onu sadece bir tarihsel belge olmaktan çıkarıp, günümüz dünyasına da ışık tutan evrensel bir eser haline getirir. Sosyal eşitsizlikler, küresel kapitalizm ve insan hakları gibi konular, şiirin yazıldığı dönemden bugüne dek önemini yitirmemiştir. Nazım Hikmet'in "835 Satır"ı, sadece Türk edebiyatının değil, dünya edebiyatının da önemli bir parçası olmaya devam etmektedir. Bu şiir, Nazım Hikmet'in sadece bir şair olmadığını, aynı zamanda bir düşünür, bir devrimci ve bir toplum gözlemcisi olduğunu da kanıtlar niteliktedir.

NAZIM HİKMET | ŞİİR | 835 SATIR

Çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan…
Kulaklarımızda hâlâ
şimşekli sesi var sapan taşlarının.
Ormanlarında yabani aygırlar kişniyen
dağ başlarının
kanlı hayvan kemikleriyle çevrilen sınırları
geldiğimiz yolun ucudur.
Yine fakat
geniş kalçalı genç bir ananın
gergin gebe karnı gibi doğurucudur
mataralarımızda çalkalanan su.

Çok uzaklardan geliyoruz..
Tütüyor yanık bir et kokusu
çizmelerimizin köselesinden…
Ürkerek
adımlarımızın sesinden
kanlı karanlık yıllar
kanatlı bir hayvan gibi havalanıyor…
Ve karanlıklarda yanıyor
en önde gidenin
ateş bir ok gibi gerilen kolu..

Çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan..
Kaybetmedik bağımızı çok uzaklarla..

Bize hâlâ
konduğumuz mirası hatırlatır
Bedreddini Simavînin boynuna inen satır.
Engürülü esnaf Ahilerle beraberdik.
Biliriz
hangi pir aşkına biz
sultan ordularına kıllı göğüslerimizi gerdik…

Çok uzaklardan geliyoruz.
Alevli bir fanus gibi taşıyoruz ellerimizde
ihrak binnar edilen Galile’nin
dönen küre gibi yuvarlak kafasını.
Ve ancak
bizim kartal burunlarımızda buluyor
lâyık olduğu yeri
materyalist camcı İspinozanın
gözlükleri..

Çok uzaklardan geliyoruz
çok uzaklardan..
Ve artık
saçlarımızı tutuşturarak
gecenin evinde yangın çıkaracağız;
çocuklarımızın başlarıyla kıracağız
karanlık camlarını!..
Ve bizden sonra gelenler
demir parmaklıklardan değil,
asma bahçelerden seyredecek
bahar sabahlarını, yaz akşamlarını…

SON YAZILAR

© 2025 Tüm hakları saklıdır.

NOT: Tüm metinleri ve görselleri farkındalık kazandırmak amacı için paylaşıyorum. 

TOP